Vehbi Koç Vakfı Yönetim Kurulu tarafından, Prof. Dr. Yücel Kanpolat'ın başkanlığını yaptığı Seçici Kurul'un önerdiği adaylar arasından beyin hastalıkları ve migren konusundaki uluslararası araştırmaları neticesinde tıp bilimine yaptığı katkılardan dolayı ödüle layık görülen Prof. Dr. Turgay Dalkara, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunudur. Hâlen aynı kurumda Nöroloji alanında öğretim üyesi ve Nörolojik Bilimler Enstitüsü Müdürü olarak görev yapıyor. Özellikle beyin iskemisi konusunda araştırmalar yapan Dalkara, Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde misafir profesörlük yapmanın yanı sıra misafir profesör ve farmakolog olarak davet edildiği Harvard Üniversitesi Massachusetts General Hospital'da da araştırma projelerine katkıda bulunuyor.
2009 yılında alanının en önemli dergilerinden "Nature Medicine"de yer alan Türk bilim insanlarından oluşan ekibin başında bulunan Turgay Dalkara, 1999 yılından beri TÜBİTAK başkan danışmanlığı ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi baş koordinatörlüğünün yanı sıra Uluslararası Beyin Araştırmaları Derneği, Nörobilim Derneği, Avrupa Nörobilim Derneği gibi organizasyonların ve Türkiye Bilimler Akademisi'nin asli üyesidir. Dalkara, Türkiye'deki beyin ve sinir sistemiyle ilgili araştırmaları değerlendirme ve özendirme konusunda belli standartlar oluşturmak, çağdaş hedefleri belirlemek ve koordine etmek üzere TÜBİTAK'a bağlı olarak kurulan Beyin Araştırmaları Planlama ve Koordinasyon Komisyonu başkanlığını da yürütüyor.
115 makalesine tıp dünyası tarafından 3.500 atıf yapılan, ulusal ve uluslararası çapta birçok ödüle layık görülen Turgay Dalkara, pek çok derginin yayın kurulundaki çabaları, Avrupa ve ABD proje değerlendirme panellerinde yaptığı görevler ile özellikle genç bilim adamlarına sağladığı olanaklarla nörobilimin Türkiye'de gelişmesinde lider rol üstleniyor.
25 Şubat 2010'da gerçekleşen, Koç Ailesi üyelerinin ve değerli konukların hazır bulunduğu ödül töreninde Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa V. Koç'un ardından konuşan Prof. Dr. Turgay Dalkara, "Türkiye'nin elinde sağlığa hizmet etmek isteyen insanlar var. Ama iki nokta beni endişelendiriyor. Bir tanesi, bilime destek konusunda hâlâ tereddütlüyüz. İkincisi, bilimin nasıl destekleneceği yönünde yeterli deneyimimiz yok. Eğer bu iki zorluğu başarıyla aşarsak çok uzak olmayan bir gelecekte Türkiye'nin dünyada bilime çok önemli katkılar yapacağına inanıyorum." dedi.