Koç Topluluğu’nun kurucusu, rahmetli babamız Vehbi Koç, Türkiye’ye damgasını vurmuş, vizyonu ve ileri görüşlülüğüyle hepimizi derinden etkileyen çok önemli bir insandı. Yüksek değer ölçülerine sahip bir insan olarak, içinde yetiştiği toplumun sorunlarına karşı her zaman duyarlı oldu, sorunların giderilmesine yönelik çözümler üretmeye çalıştı.
Vehbi Koç, insan sevgisine inanırdı ve ‘Ülkene sana verdiklerinden bir kısmını geri vermek zorundasın. Bu altyapı, teçhizat veya burs şeklinde olabilir’ derdi. Bu anlayışla, ilk büyük yardımını “Türk Kuşu”na yaptı. Hayır işlerinin kurumsallaşması ve sürdürülebilir olması için bir çözüm ararken, 1946 yılındaki ilk Amerika seyahati, hayatında bir dönüm noktası oldu. 23 yıl boyunca farklı başbakanlar, hükümetler ve parlamenterlerle özel vakıfların kurulması, gerekli yasanın çıkarılması ve hayırsever bağışlarının vergiden muaf tutulması için durmaksızın çalıştı. Sonunda başardı ve kendi adını taşıyan, Türkiye’nin ilk özel vakfı, Vehbi Koç Vakfı’nı kurdu. Böylece, birçok yeni özel vakfın kurulmasına da örnek oldu; öncülük etti.
2009 yılında Vehbi Koç Vakfı’nın 40. yılını kutladık. Vehbi Koç’un Ülkem varsa ben de varım” ilkesini yaşatmak, gelecek nesillere aktarmak için çalışmalarını sürdüren Vakfımız, bu uzun yolculuğunda binlerce insanın hayatına dokundu, onları yönlendirdi, onlara ışık tuttu… Bugüne kadar Vakfımız kanalıyla onbinlerce çocuğumuza burs verdik, vermeye de devam ediyoruz. Kurmuş olduğumuz veya inşa edip, devlete bağışladığımız eğitim kurumlarından yüz binlerce öğrenci yararlanıyor. 36 yıldır eğittiğimiz hemşirelerle adeta mesleğin statüsünü değiştirdik. Amerikan Hastanesi, Haydarpaşa Numune Hastanesi’ndeki Vehbi Koç Acil Servisi, Ankara Göz Hastanesi, binlerce kişinin sağlığına kavuşmasına ve hayatının kurtulmasına yardımcı oluyor.
Sadberk Hanım, Rahmi Koç ve Antalya’daki Suna ve İnan Kıraç Kaleiçi müzeleri, Afrodisias çalışmaları, kültürümüzü koruma ve tanıtmada önemli görevler üstleniyor. Yine, Merhum Vehbi Koç’un kurulmalarına öncülük ettiği TEV, TEMA ve TAP Vakıflarına daimi katkılarımız sürüyor.
Merhum Vehbi Koç, yaşamının son yıllarında kendi adına verilecek, adını yaşatacak uluslararası bir ödül arzu ediyordu. Bizler evlatları olarak, onu uluslararası ödül yerine, Harvard Üniversitesi’nde Türk Dili ve Kültürü Vehbi Koç Kürsüsü kurulmasına ve ödülün ülkemize dönük olmasına ikna ettik. Ödül fikrini, O’nun vefatının ardından, uzun çalışmalar neticesinde hayata geçirdik. Eğitim, sağlık ve kültür alanlarında ülke yararına hizmetler veren, insanların yaşam kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan kişi ve kurumları Vehbi Koç Ödülleri ile taçlandırmayı gelenek haline getirdik.
Bu ödülün, aynı zamanda ödüllendirilen çalışmaların gelişmesine imkan verecek şekilde maddi bir destek de sağlamasını arzu ettik. Bu nedenle ödülün parasal tutarını Türkiye’de benzeri olmayan bir düzeye yükselttik. Başarılı kişi ve kuruluşa Vehbi Koç Ödülü heykelciğinin yanı sıra 100.000 $ olarak belirlenen bu parasal ödülü de takdim ettik.
Vehbi Bey’in bizlere bıraktığı emaneti en iyi şekilde koruyabilmenin ve geliştirebilmenin gururunu yaşıyoruz. Gururlandığımız bir başka konu ise, Vakfımızın 40. kuruluş yıldönümünde Carnegie Hayırseverlik madalyasını almamızdır. Aldığımız bu ödül aynı zamanda, Merhum Vehbi Koç’un bir hayalinin daha gerçeğe dönüşmesidir. Bizler için de bundan sonra yapacaklarımız için çok önemli bir itici güç……
Vehbi Koç, ilkeleriyle, hedefleriyle, yaptıklarıyla, adını verdiği Vakfı aracılığıyla yapacaklarıyla ilelebet yaşayacaktır.